Felçli hastalara ilk (akut) dönem tedavisinden sonra uygulanacak transkranial manyetik uyarım(TMU), tedavi de ve dolayısıyla iyileşmede çok önemli gelişmeler gösterdiği tespit edilmiştir.
İnme yani felç hastalığı, beyne kan akımını sağlayan damarlardan birinin aniden tıkanmasıyla birlikte, beyne giden kan akımının gidişinin yavaşlaması ya da durması sonucunda meydana gelmektedir. Ayrıca beyin damarlarından birinin ani şekilde yırtılarak, kanın beyin dokusu içine akması sonucu da oluşabiliyor ve buna halk arasında beyin kanaması deniyor.
İnme, dünyada kalp hastalığı ve kanserden sonra gelen en önemli ölüm nedenlerinden bir tanesidir. ABD’de dakikada ortalama bir kişi inme geçiriyor; üç dakikada bir kişi de inme nedeniyle yaşamını yitiriyor. Erişkin nüfusta en önemli sakatlık, beyin damar hastalığı nedeni ile oluşmaktadır.
İnme tedavisi ile ilgili en önemli husus, ilk 3 saat içinde hastaneye başvuran hastalara, hastanın klinik tablosu ve tıbbi durumu uygunsa damar açıcı tedavinin yapılabilir olmasıdır. Bu tedavinin mutlaka uygun koşulları sağlayabilen merkezlerde ve eğitimli bir inme ekibinin kontrolünde yapılması gerekiyor. Hastaların ve yakınlarının inme belirtilerini tanıyabilme ve böyle bir durumda hiç vakit kaybetmeden uygun bir tedavi kurumuna ulaşabilmeleri, damar açıcı tedavi şansını kullanabilmeleri açısından belirleyici öneme sahiptir.
İşte felçli hastalara ilk (akut) dönem tedavisinden sonra uygulanacak transkranial manyetik uyarım(TMU), tedavi de ve dolayısıyla iyileşmede çok önemli gelişmeler gösterdiği tespit edilmiştir. Özellikle tıbbi teknolojinin ileri düzeyde olduğu ülkelerde TMU’nun büyük önem kazandığı ve gitgide yaygınlaştığı görülmektedir. Bir çok araştırma merkezinde felçli hastalara TMU uygulanarak ve sahte akım verilerek uygulanan çiftli çalışmalarda, TMU tedavisi alan grupların diğerlerine göre çok daha hızlı ve tatminkâr düzelmeler gösterdiği ispatlanmıştır. TMU tedavisi alan hastalarda felçli olan beden kısmında şaşırtıcı bir şekilde düzelmeler olmakta, hastaların konuşma ve dil becerileri artmakta, zihinsel yetenekleri yükselmektedir.
Tıkalı olan damar bölgesine olan TMU uygulamasının, tedavi edici çok büyük özellikler gösterdiği SPECT yöntemi ile de ispatlanmıştır. Bu yöntemle TMU uygulanan beyin bölgesinde kan dolaşımının arttığı ve o bölgedeki metabolizmanın yükseldiği tespit edilmiştir. Dolayısıyla TMU, felçli hastaların tedavisinde de başarı ile uygulanmaktadır.
Aynı şekilde omurilik felçlerinde de, eğer omurilik bütünlüğü bozulmamış ise, hasarlı bölgeye uygulanan TMU seanslarının hastaların iyileşmelerine ve yürümelerine büyük katkı sağlamaktadır.
Hiç kuşkusuz ki, felç geçirerek yatağa bağımlı olan hastaların, kendi başlarına yürüme fonksiyonlarını kazanmaları ve günlük aktiviteleri bağımsız olarak yapabilmeleri tedavide ki en büyük hedeftir. TMU tedavisi felçli hastaların mobilize olmasında ve yaşam kalitelerinin yükselmesinde en büyük faktörlerden biri olarak tedavi literatüründe kesin olarak yerini almıştır.
"Makalelerdeki alıntılar için Dr.Mehmet YAVUZ'a teşekkür ederiz."